Sıgarayla savaşı ben kazandım !

İyi ki sigarayı bırakmışım

40 yıllık “can düşmanımı” 4 yıl önce bugün yenmiştim.

İsveç’te her yılbaşında gelen yılda gerçekleştirilmek istenen bir “yeniyıl vaadi” vermek adeti (nyårslöfte) vardır.

Ben de 2018 başında yeni yıl sözü olarak verdiğim sıgarayı bırakma vaadimi tutmaya bir yıl gecikmeyle 3 Ocak 2019 da başlamıştım.

“Geç olsun da güç olmasın” diye boşuna dememişler.

Bugün 3 Ocak 2023 !

Alnımın akıyla tam da bugün 4. yılımı devirdim.

Can düşmanımla ilk kez 16 yaşımda ergenken ve çoşkuyla fışkırmaya başlayan hormonlarımın sarhoşluğunda kendimi ölümsüz hissederken tanışmıştım !

Tam tamına 40 yıldır her gün beni zehirleyen kırk yıllık can düşmanımla tek gün ara vermeden ve hiç sektirmeden en az günde yirmi kez (1 paket) karşılaşmıştım.

Sanki ondan hiç ayrılamadığım bir “can dostummuş” gibi onu parmaklarım ve dudaklarım arasına alırdım.

Onu kalbimin tam üstünde göğüs cebimde taşırdım, onunla hep sarmaş dolaş olarak yaşardım.

Ondan çok hoşlandığım anlarda onu parmak aralarımda sertçe sıkıştıra sıkıştıra ve iki dudağım arasında hafifçe ısıra ısıra okşardım.

Ondan keyif aldığımı, onunla rahatladığımı sanırdım.

Kıvrım kıvrım göğe kıvrılan ve buram buram ayartıcılık kokan o efsunlu tütsüsüyle çok soluklandım.

İçime nefes nefes her çekişimde o karbeyazı dumanıyla yemyeşil gözlerimi çok yaşarttım.

Ben can düşmanıma sırılsıklam aşıktım !

Yokluğuna 1 saatten bile fazla dayanamazdım.

İçimden her zaman “-ben asla ve asla sensiz olamam, -ben kıyamet kopmadan senden ayrılamam !” der hatta onu ara sıra uykumda sayıklardım !

Sihirli zehiri nikotiniyle beni kendine yıllarca ve kara sevdalıca bağlamıştı.

O baştan çıkarıcı kokusuyla ve dünyanın en güzel kıvrımlı ve en alımlı kadını endamıyla karşıma geçip, “ayartıcı ayartıcı” salınırdı.

O zehirli bir yılan gibi kıvrılan ak pak tenli bedenine parmaklarımla ve dudaklarımla her tutkulu dokunuşumda aldığım keyifle beni doyuma ulaştırır bana yalancı bir rahatlama duygusu duyumsatırdı.

Ben işte bu ”zehirli dilberi” bir çırpıda boşadım !

Bir kış günü soğuk ve açık havada, fakirhanemin çardağında onunla baş başa iken ona üç kerece değil sadece bir kerece ve bir güzelce ama çok iradelice “benden boş ol !” diye içimden sessizce haykırdım !

Onu boşladım !

Onu önce yavaşça dudaklarım arasından çıkarıp işaret ve orta parmaklarım arasına usulca yatırdım.

Sonra da baş ve orta parmaklarımı birbirine bükerek “çifte” yaptım ve ince belinden kıvrakça kavrayıp bu çifte arasına sıkıştırdım ve fırlattım attım !

Bir daha da arkama bile dönüp bakmadım !

Tek bir nikotinli sakız çiğnemeden, dert anası bir psikolog kadına tek kelime derdimi dökmeden ve kendimden ve “çelik irademden” başka hiç kimseden bir yardım istemeden ve destek beklemeden bunu başardım !

Bu başarıma ben kendim de çok şaşırdım ve buna inanamadım.

Kırk yıllık can düşmanımla kahramanca yaptığım kutsal değil ama “cansal” savaşı ben kazandım !

“Zehirli sevgilimi” zehiriyle başbaşa bıraktım. Aralıksız tam 1.460 gündür parmaklarımı ve dudaklarımı ona dokundurmadım !

Bunu başardıktan sonra aslında daha ne zorlu dağları da aşmayı başaracak sağlamlıkta bir “çelik iradem” olduğunu geç te olsa anladım !

Şimdi soluğum yanında, özellikle tad alma duyumla iştahım da açıldı.

Yiyiyorum yiyiyorum doymuyorum !


Yemek yerken bazılarından öyle güzel tad ve lezzet alıyorum ki tadın etkisini artırmak için yalnızken bazen ağzımı “şapırdata şapırdata” yemeden duramıyorum..

Artık her kokuyu alıyorum !

Burnum da çok hassaslaştı. Daha önce hiç koklayamadığım iyi ve kötü kokuları almaya ya da çocukluğumda kalmış eski kokuları hatırlamaya başladım !

Kilo kilo kilolar aldım, şişmanladım !

Konya ovası gibi dümdüz hatta hafif çukurca olan göbeğim şimdi yağ bağladı ve “tombulca” kabardı. Bu da sıgarayı bırakmamın kaçınılmaz bir nişanı olarak beni gören herkesin gözüne hemen battı !

TSE standartlı değişmez 67 olan kilom, 15 kilo arttı, 82 kg yi aştı ve 1,82 cm olan boyuma pek yakıştı !

Boynum bir üst gömlek yaka numarası kalınlaştı ! Bedenim doğal ve orjinal kokusuna alıştı.

Yüzüme can geldi.
Yanaklarıma kan geldi.

Yüz ve alın kırışıklarım önce gerildi sonra da kayboldu gitti. Soluk tenim pembeleşti, cildim kadifeleşti hatta yer yer ipekleşti !

Kanımın al rengi bile değişti !

Artık nikotinsiz ve tertemiz olan “asil kanım !” yumuşayan ve kılcal olanları bile açılan tüm damarlarımda daha bir allıca, daha bir canlıca ve daha bir havalıca dolaşmaya başladı !

Ne diyelim ?
Sıgara sağlığa zararlıdır !

Ben bunu değiştirdim artık şöyle diyiyorum;
Sıgarayı bırakmak sağlığa çok yararlıdır !

Darısı bırakmak isteyenlere olsun istiyorum !

Hepinize zehirli sevgilisiz ve can düşmansız bir yeni yıl diliyorum.

TANER YILDIZ

Bir Cevap Yazın